Finansal yönetim bir şirketin can damarıdır. Ürettiğiniz ürün ya da verdiğiniz hizmet size çok para kazandırabilir ancak kazanılan paranın doğru yönetilmesi şirketin hayatta kalma süresini uzatır. İşte bu değerli konu üzerine Laba’da yeni başlayacak Finansal Yönetim kursuna Digiturk’ün değerli Finans Direktörü Burak Polat ev sahipliği yapacak. 12 Online dersten oluşacak bu kusursuz eğitim programı öncesinde Burak Polat’a finansal yönetimle ilişkili en basit soruları sorduk. Keyifli okumalar dileriz.
#1. Ürünü ya da yaptığı işi dolayısıyla çok iyi kar elde eden şirketlerin bile kötü finansal yönetimleri o şirketlerin sonunu hazırlar mı?
Evet, tarih bunun örneği olan vakalar ile dolu. Benim aklıma ilk gelen Enron vakası. Açgözlülük nedeni ile enerji gibi çok karlı bir sektörde faaliyet gösteren şirket tarih oldu. İmtiyaz hakkına sahip oldukları enerji kontratlarını gerçeğe uygun olmayan şekilde değerlemek suretiyle finansallarda manipülasyon yaptılar. Bunu ne şirketin iç kontrol sistemi ne de bağımsız denetçi fark edebildi.
#2.Finansal borçlanmanın firmalara olan zararları ve yararları nelerdir?
Borç, kaldıraç oranları iyi yönetildiği zaman firmaların organik ya da inorganik büyümesine ciddi katkı sağlar. Ancak borçlanmanın vadesi, para birimi, kullanıldığı projeler, faiz oranı vs. gibi birçok parametresi risk barındırdığı için ayrıca yönetilmesi gereken bir sanattır diyebiliriz. Örneğin faizlerin volatilitesinin yüksek olduğu Türkiye gibi ülkelerde değişken faizli kredi kullanmak gelecekteki nakit akışları ve şirketin bugünkü değerini olumsuz etkiler.
#3.Finansal olarak borçlanmadan büyümek mümkün müdür?
Elbette mümkün, ancak konu iş hedefleri ile alakalı. Borçlanmadan 10 senede geleceğiniz noktaya borçlanarak birkaç senede gelmeniz söz konusu olabilir. Ayrıca özkaynak finansmanı doğası gereği her zaman avantajlı olamayabiliyor. Örneğin her sene karın belirli bir oranını temettü olarak alan ortaklar yerine ortalama maliyeti daha düşük olan yabancı kaynak (borçlanmayı) tercih edebilir şirketler.
#4.Türkiye'de bir firmanın finansını yönetmek ile herhangi başka bir avrupa ülkesinin finansını yönetme arasında fark var mıdır?
Kur riski bağlamında meseleye bakarsak elbette büyük farklar var. Enflasyonun çok düşük olduğu EU bölgesinde ticaretin finansını yönetmek ile %15-20 seviyesinde olan ülkelerde yönetmek arasında fark olması çok doğal. Yalnızca TL'nin döviz karşısındaki değer kaybı mesele, yatırım kararlarını da bu kadar yüksek enflasyon olumsuz etkiler. Enflasyonun mevcut seviyesine bakarsak eğer, firmaların reel getiri elde etmesi için %25-30 seviyesinde kar eden yatırımlar yapması gerekir. Birkaç sektör hariç bu kar oranları kalmadı...
#5.Bir şirket yatırım kararı alırken matematiksel ya da farklı hangi faktörleri göz önünde tutmalıdır?
Yatırım kararı alırken projenin nasıl finanse edileceği, geri dönüş süresi, tahmin edilen nakit giriş ve çıkışların volatile seviyesi gibi matematiksel faktörlerin yanı sıra başka koşullara da bakmak gerekir. Örneğin bir şirket satın almasından bahsediyorsak mevcut yöneticilerin şirket için önem seviyesi, değişime verecekleri tepki, yeni şirketin Holding'in yatay ya da dikey hiyerarşide kazandıracağı sinerji gibi...
#6.Blockchain teknolojisi, kripto para gibi teknolojik gelişmeler günümüz finans yönetimini nerelere götürmektedir?
Her şeyden önce borçlanmadan kaynaklı işlem maliyetlerinde ciddi azalmalar meydana gelecek. Ayrıca konvansiyonel finansın kendine özgü dinamikleri değişecek. Örneğin haftasonu ya da akşam saatlerinde finans piyasalarının kapalı olması, swifte muhabir bankanın onay vermesi ya da paranın fiziki olarak el değiştirmesi gibi birçok şey değişecek.
Ayrıca işin muhasebe tarafı da çok daha basit ve kontrol edilebilir bir hal alacak. Kaydın aynı anda iki ledgera birden yansıması gibi...