Proje Yönetimi Bir Değişim İşi | Laba işletme okulu
Для отслеживания статуса заказа — авторизируйтесь
Введите код, который был выслан на почту Введите код с SMS, который был выслан на номер
Код действителен в течение 5 минут Код с sms действителен в течение 5 минут
Вы уверены, что хотите выйти?
Сеанс завершен
На главную
Blog

Arama

içerik

Proje Yönetimi Bir Değişim İşi

bez-imeni-1-611a58f685836051112585-min-6487324f1cfe6955966922.jpg

Proje Yöneticisi mi olmak istiyorsunuz? O zaman en güzel fırsatlardan biri Laba’nın Proje Yönetimi online kursuna kayıt olmaktır. Bu alandaki 21 yıldan fazla tecrübesi ve görev aldığı birbirinden önemli şirketlerde yönettiği projelerle sizlere önemli katkıda bulunabilecek bir isim karşınızda duruyor. 

Aktif olarak Daimler AG’de Kıdemli Proje Yöneticisi olan Murat Yavuz artık Laba’da ders vermeye hazırlanıyor. Profesyonel iş geçmişinde Akbank, QNB Finansbank, Emirates, FICO, CRIF ve NTT Data gibi şirketler bulunan; Proje yönetimi, iş dönüşümü ve iş geliştirme konularında üst düzey bilgi birikimine sahip Murat Yavuz’a Laba’da başlayacağı Proje Yönetimi online kursu öncesi sizler için sorular sorduk. 

Proje yöneticisini çok basit ve yalın olarak nasıl anlatabilirsiniz?

Proje yöneticisi bir değişimin uyarlamasını yapar, onu icra eder. Bir kurumda bir değişimi gerçekleştirir. Değişim çok geniş bir kavram. Değişim yeni bir şey çıkartmak, yeni bir model üretmek, bir geliştirme yapmak, yeni bir pazara girmek, bir pazardan çekilmek, ürün geliştirmek, yeni model çıkartmak, verimliliği artırmak, maliyeti düşürmek gibi bir sürü şey olabilir. Bununla ilgili kurumlar belirli düşüncelere girerler. Belli bir karar alırlar ve inisiyatif ele alırlar, sonra bunu uygulama işi bir projedir. Proje yöneticisi işte bu projeyi gerçekleştiren kişidir.

Proje yöneticiliği hukuk ya da tıp gibi okuyarak ehliyeti alınan bir iş olmadığı için hangi eğitimi almak gerekir?

Proje yöneticisinin herhangi bir şu ya da bu eğitim almasına gerek yoktur. Proje yöneticiliği eğitimden ziyade bir kişisel gelişim ister. Proje yönetimi bir değişim işi olduğu için bir yönetim işidir. Bir yönetme, yön verme, toparlama, gerektiği yerde ağırlık koyma, gerektiği yerlerde uzlaşma, gerektiği yerde politik pozisyon alma, yani bir sürü özelliğe sahip olan proje yöneticisi işi iyi götürür. Psikoloji de okuyabilir, mühendislik de okuyabilir. Tıp da okuyabilir. Her şey okuyabilir. Proje yönetimi, bir değişimi yönetme işidir.

Proje yöneticisi satın almadan anlayacak, matematikten anlayacak, ekonomiden anlayacak. Doğru mu?

Hiçbirinden anlamak zorunda da değil. Anlayan doğru kişileri bulup, istediğini ondan alabilme özelliğine sahip olması gerekir.

Mühendis kafasına sahip ya da mühendis olmuş insanlar proje yöneticiliğine daha mı yakın?

Aksine. Ben mühendislik eğitimi aldım. Mühendislikte master yaptım. Mühendisler genelde rijittirler, esnemezler. Proje yönetimi beşeri iştir her şeyden önce. İnsanlarla beraber projeyi değiştirirsin. Alman’ın proje yönetmesiyle, bir Türk’ün proje yönetimi açısından Alman daha iyi araba yapar ama, Türk projeyi daha iyi kıvırır. Bak, kıvraklık bu, mühendisliğin özelliği kıvraklık değildir. Dolayısıyla katılmıyorum. Mühendislik, analitik bir iştir. Proje yönetimi değişimi sürükleyebilme ve kıvraklık ister.

Proje yöneticiliğini dünyada yapmak ile Türkiye’de yapmak arasında çok fark var mı, zorluk açısından?

Çok farklı yerlerde proje yönetimi yaptım. Dubai’de, Orta Doğu’da, Kafkaslarda, Avrupa’da, Türkiye’de, İngiltere’de yaptım. Uzak Doğulularla, Hintlilerle, Amerikalılarla, Ruslarla da çalıştım. Bir Alman beş buçuktan sonra toplantıya girmez, esnemez. O esnememesinin artıları da vardır, ama eksileri de vardır. Türk ise çok esnektir ama bir Alman kadar bazı konularda disiplini yoktur. Kesinlikle disiplinsizdir demiyorum; ama artısı var. Türkiye’de proje yapmanın kesinlikle artıları vardır fakat Türkiye’de proje yapmakla ilgili daha dikkat edilecek taraflar da var. Yani daha zor değil, daha kolay da değil.

Değişim insanla olur demiştiniz, ekip kurarken zorlanıyor musunuz?

Proje yöneticisi genelde kendi ekibini kendi kurmaz. Proje yöneticisinin ona raporlayan çalışanları olmaz. Proje yöneticisi öyle çalışmaz. Proje yöneticisine bir ekip verilir. Eğer imkânı varsa bazı seçme şansı olur. Ama proje yöneticisi bir birimin başı gibi istediği adamları işe alamaz. Ekibi şöyle kurar. İhtiyacını söyler, şirket ona ne verirse onla çalışır ama der ki bana bir güvenlik uzmanı lazım, bana bir network uzmanı lazım, bana bir reklamcı lazım, bana bir satın almacı lazım…Teknik direktör gibi. Fakat o kişileri cımbızla seçme şansları yoktur. Ekip olarak kendilerine kimler verilirse, genelde onlarla ilerlerler ama proje yöneticisi neye ihtiyaç duyduğunu söyler, bunu bir kenara not eder. Bu da proje yönetiminin başlangıcında projeyi başlatmak konusunda, proje yöneticisinin yapması gereken önemli işlerden birisidir. Bir ekibi tarif etmek ve ihtiyaç duyduklarını aldıktan sonra da yola çıkmak akıllı bir iştir.

Proje yöneticisi olmanın tatmin edici ve zor yanları nelerdir?

Zor yanı kim, neyi yanlış yaparsa, bu proje yöneticisine kalır. Yani sonuçta ondan hesap sorulur. Proje yöneticisi herkesin peşinden koşar, her şeyi toparlamaya çalışır. Ama zincirin en zayıf halkası patladığında, o halkaya hesap sormazlar. Proje yöneticisine sorarlar hesabı. Biraz bütçe sapsın, zaman uzasın, hesap verirsin. Bu zor yanı. İyi tarafı ise bir değişim yönetimi dedik. Ortaya bir eser çıkarıp, dönüp bunu ben yaptım diyebiliyoruz. Yani aya ben insanı indirdim, Mercedes’in şu modelini benim ekibim çıkardı. Ya da şunu biz geliştirdik, şu binayı biz diktik demek çok gurur verici ve her meslekte bu keyif yoktur.

Çok iyi yönetilmiş ünlü projeler var mı aklınızda?

Örneğin; aya yolculuk. Bu bir projedir. Manş tüneli bir projedir. Dubai’de dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa bunların hepsi örnek projeler. Bunlar büyük ve eşsiz projeler.

“Keşke şu projeyi ben yönetseydim” der mi proje yöneticisi?

Evet, ben dedim. Çünkü bazı çok keyifli projeler var, mesela Apple’ın store konsepti muazzam bir projedir. Apple’da nasıl bir store konsepti ile çalışacağız sorusu ortaya çıkmıştır. Bu bir projedir. Bunun üstüne çalışılır. Bunun cevabını bulmak kendi içinde bir projedir, sonra bunu uygulamak, bunu sistematik hale getirmek çok keyiflidir. Yapan mesela keyifli bir iş yapmış. Dünyada herkesin dokunduğu, herkesin bir şekilde ilgilendiği ve kullandığı projeleri yönetmek keyif verir ve kariyerde bunun karşılığını alır bu insanlar. Yani biz şu işin içinde vardık ya da şu işi biz yaptık diyebilmesi yani bir tatmindir.

Bizim bilmediğimiz şekilde bakıyor musunuz? Halkın gözünde büyük ama proje olarak belki de iyi yönetilmemiş bir proje var mı?

Çok var. Proje yönetimi başarısında üç tane ana kriter vardır. Kalite, zaman ve bütçe. Proje yönetimi üçgenidir ismi. Çok güzel bir bina, bir köprü olabilir ama bu planlananın üç katı maliyete, iki katı zamanda yapılmışsa ve yatırımcı “Biz ne hayal etmiştik ama ne ortaya çıktı” diyorsa, proje başarısızdır. Dolayısıyla bir şeyin ne kadar heybetli ya da büyük olması değildir, projeyi iyi proje yapan. Projenin ne kadar iyi olup olmadığını belirleyen, onun hedefine ne kadar ulaşıp ulaşmadığıdır. Yani hedef işidir. Hedef de üçgendir. İstenilen zamanda, istenilen bütçede ve niyet edilen kalitede ortaya çıktı mı buna bakılır.

Neden birden fazla metodoloji var? Hangi metodolojiler daha popülerdir?

Bu konuda biraz bazı ortamların kafası karışık. Proje bir değişim olduğu için bunun bir planlaması yapılır ve adım adım planı uygulanır. Bu bir metottur. Ama soğuk savaş sonrası internetin ortaya çıkması, teknolojinin böyle büyük bir hızla yukarı gitmesiyle 90’lar sonrası, 2000’ler başı, öyle bir dönemden sonra tüm bilinen doğrular ve şartlar değişti. Mesela eskiden 70’li yıllarda Mercedes bir araba modelini yapardı ve 10 yıl boyunca sadece o model satışta olurdu. Fakat artık şimdi iki yılda bir yeni model ortaya çıkıyor.

Şimdi çok hızlandı her şey ve ekonominin kuralları da değişti. Çok hızlandı. Hızlanınca da proje yönetimi eski metotlarla bu hıza ayak uyduramadı Scrum, Kanban ve Agile gibi yöntemler çıktı ortaya.

Ekonomi hızlanınca dünyada rekabet hızlandı. Dünyada bu hıza ve rekabete cevap veremeyip ortadan kaybolan şirketler oldu. Dolayısıyla var olabilmek için de hızlanmak zorunda, hızlanmak için de eski bazı proje metodolojilerinin dışında yeni bazı metotlar tarif etmek zorunda kaldılar ama bu yeni metotları her yerde uygulayamazsın. Bir proje yöneticisi şartlara göre hangi metotları uygulaması gerektiğini düşünüp taşınması ve buna göre plan yapması gerekir. Çünkü bu Scrum, Agile derken dönüp dolaşıp plansız programsız iş yapma noktasına gelir. Çok iyi plan yapıp hangi projede hangi metodun kullanılması gerektiği iyi saptanmalıdır.

Haber bültenimize abone olun

Haftada en iyi materyalleri içeren bir mektup. Hiçbir şeyi kaçırmamak için abone olun
Takip ettiğiniz için teşekkür ederiz