Atatürk'ün Ekonomik Mirası ve Finansal Kalkınma | Laba Uluslararası Eğitim Platformu
Для отслеживания статуса заказа — авторизируйтесь
Введите код, который был выслан на почту Введите код с SMS, который был выслан на номер
Код действителен в течение 5 минут Код с sms действителен в течение 5 минут
Вы уверены, что хотите выйти?
Сеанс завершен
На главную
Blog

Arama

içerik

Atatürk'ün Ekonomik Mirası ve Finansal Kalkınma

Bu makalemizde, Atatürk'ün ekonomik mirasını ve vizyonunu vurgulayarak, ekonomik istikrar ve kalkınma ilkelerine odaklanıyoruz. Bu vesileyle Ulu Önderimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

cover-654e089184e8d742334670-min-6554bb59b3978501796170.jpg

Atatürk'ün ekonomiye verdiği büyük önemi ve ekonomik kalkınma konusundaki vizyonunu vurgulayarak, vefatının 85. yıl dönümünde onu saygı ve özlemle anıyoruz. Atatürk, "karma ekonomi düzeni" ve iktisadi prensipleriyle Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına yön vermiş ve gelişmekte olan ülkeler için önemli bir ekonomik model oluşturmuştur. Askeri zaferlerin ekonomik başarılarla taçlandırılması gerektiğine inanmış ve ekonomi istikrarına büyük önem vermiştir.

Atatürk'ün vefatından sonra Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin gerekliliklerini yerine getirme konusunda yıllar içinde çeşitli zorluklar yaşanmıştır. Ancak biz, Laba Uluslararası Eğitim Platformu olarak finans ve ekonomi konularında kalkınma ve eğitime büyük önem veriyor, Atatürk'ün izinde olduğumuzu taahhüt ediyoruz.

Atatürk, iktisat siyasetindeki ana hedef olan ekonomik kalkınmanın dikkatli planlama ve ekonomik bağımsızlık gerektirdiğine inanıyordu. Atatürk döneminde, enflasyon sorunu yaşanmamış ve para değeri istikrarlı bir şekilde korunmuştur. Atatürk'ün ekonomik mirasını hatırlarken, onun öğretilerine olan saygımızı yineliyoruz. Atatürk'ün ekonomiye verdiği değeri ve ekonomik kalkınma hedefini sürdürme konusundaki kararlılığımızı vurgulamak istiyoruz. Gelin birlikte Atatürk dönemi ve sonrasında finansal kalkınma süreçlerini anarak, bu saygı ve özlem gününde tarihimizi beraber inceleyelim.

Osmanlı İmparatorluğu ve Serbest Ticaret Anlaşması: Ekonomik Çöküşün Hikayesi

Osmanlı İmparatorluğu döneminde ekonomi, 19. yüzyılın başlarına kadar genel olarak kapalı bir ekonomik sistem ve geleneksel üretim yöntemleri üzerine dayanıyordu. Ancak, 1838 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun İngiltere ile Balta Limanı Serbest Ticaret Antlaşması'nı imzalaması, ekonomik yapısını temelden değiştirmiştir. Bu antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisini tam serbest ticaret rotasına oturtmuş ve yerli endüstrinin çökmesine neden olmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu, bu antlaşma ile ekonomisini açmış, ancak dönemin güçlü ülkeleri karşısında dezavantajlı konumda kalmıştır. Diğer ülkelerin yüksek gümrük vergileri ve korumacı politikaları karşısında, ekonomik olarak rekabet edememiş ve yerli endüstrisi büyük zarar görmüştür. 1838 Balta Limanı Serbest Ticaret Antlaşması, Osmanlı ekonomisine ciddi bir darbe indirmiş, geleneksel üretici kesim Batı ürünlerinin rekabeti karşısında iktisadi hayattan silinmiştir.

Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun serbest ticaret politikaları, ekonomik çöküşünü hızlandırmış ve ülkeyi ağır bir fakirliğe sürüklemiştir. Bu yanlış ekonomik politikalar nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu dış borçlanmış ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ne büyük bir borç bırakmıştır. 

İstiklal Savaşı Dönemi ve Atatürk'ün Ekonomik İlkeleri

Atatürk'ün ekonomik bakış açısında, para değerinin istikrarına büyük bir vurgu yapılmıştır. Bu vurguyu en iyi kanıtlayan örnek ise İstiklal Savaşı'nın en zor dönemlerinde bile yeni para basılmamış olmasıdır. Atatürk sonrasında yaygın hale gelecek olan açık finansman politikalarına karşı net bir duruş sergilenmiştir. Aynı şekilde, Atatürk'ün ekonomik politikalarında borçlanmaya da pek yer verilmemiştir. Atatürk, ekonomik bağımsızlığın korunması gerektiğine inanarak, borçlanmanın bu bağımsızlığı zedeleme riskini taşıdığını düşünmüştür. Atatürk, enflasyonun akılcı bir finansman kaynağı olabileceğini savunmamış ve Kurtuluş Savaşı dönemi de dahil olmak üzere, ekonomik bağımsızlık ve istikrar ilkelerini daima vurgulamıştır.

Ancak ne yazık ki, Atatürk'ün vefatının ardından Türkiye Cumhuriyeti'nde enflasyon sorunu baş göstermiş ve kontrol altına alınamamıştır. Atatürk dönemi boyunca sıkı bir para politikası uygulanmış, karşılıksız para basımı önlemiştir. Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda enflasyona izin verilmemiştir ve Atatürk, para değerinin istikrarına her zaman büyük bir önem vermiştir.

Önerilen gönderi:

preview-10-653babba94a4f012305587.jpg

Cumhuriyetin 100. Yılına Özel: Toplumdaki Değişen Rolüyle Türk Kadını

Okuyun

Atatürk Dönemi ve Ekonomik İnisiyatifler

Atatürk'ün ekonomik bakış açısı, özel girişime dayalı ancak devletin ulusal ekonomiyi canlandırması gereken alanları belirlediği bir iktisat politikasını yansıtmaktadır. Devlet, tam anlamıyla liberal bir iktisat politikasını, yani "Laissez-faire, laissez-passer" yaklaşımını benimsemeyecektir. Ancak, ekonomik gereklilikleri dikkate alarak kendi müdahalesini yapacaktır.

Özellikle 1923-1928 döneminde, Lozan Antlaşması gereği Türkiye'nin gümrükleri düzenleyemediği ve serbest ticaret politikasını zorunlu olarak uyguladığı unutulmamalıdır. Bu dönemde dış ticaret açığı göz önüne alındığında, Atatürk'ün ekonomik denge konusundaki çaba ve çalışmaları öne çıkmaktadır.

Atatürk'ün iktisat politikaları dört temel grupta toplanabilir: İlk olarak, anti-enflasyonist bir para ve kredi politikası uygulanarak Türk Lirası'nın değerinin korunmasına öncelik verilmiştir. İkinci olarak, gerçek kamu kaynaklarına dayalı denk bütçe politikası izlenmiştir. Üçüncü olarak, devalüasyonsuz dış ticaret politikası benimsenmiştir. Son olarak, ulusal kaynakların etkin kullanımını sağlayan kalkınma politikaları uygulanmıştır.

İzmir İktisat Kongresi (1923)

İzmir İktisat Kongresi, Atatürk'ün ekonomik stratejilerini şekillendirmede önemli bir adımdır. Devlet, demiryolu ve karayolu ağının kurulmasından limanların inşasına, haberleşme örgütünden eğitim işlerine kadar bir dizi girişimde bulunmuştur. Ayrıca, anonim şirketlerin kuruluşunu kolaylaştırmak, milli bankaların kurulmasını teşvik etmek, sanayiyi desteklemek ve yerli malının kullanımını artırmak gibi ekonomik kararlar alınmıştır.

Atatürk döneminde, ekonomik kalkınma için önemli adımlar atılmıştır. Türkiye İş Bankası'nın kurulması, şeker fabrikalarının inşası, dokuma fabrikalarının açılması gibi girişimler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Anadolu Demiryolları ulusallaştırılmış, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurulmuş, birinci ve ikinci kalkınma planları hazırlanmıştır. Atatürk döneminde Türkiye'nin ekonomik kalkınması için önemli temeller atılmıştır.

Laba Ailesi olarak, Atatürk'ün ekonomik yaklaşımlarını vizyonumuzun temel bir parçası olarak benimsemekte ve eğitimlerimizde sürdürmekte kararlıyız. Atatürk'ün ekonomi ve finans anlayışından ilham alarak, ülkemizin kalkınması ve ekonomik istikrarı için çaba göstermeye kurslarımızla da devam ediyoruz.

Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi: 

“Bir ulusun hayatıyla doğrudan doğruya ilgili olan ekonomisi, çöküşünün de yükselişinin de nedenidir. Zamanımız bir iktisat çağıdır. Kılıç kullanan kol yorulur ama saban kullanan kol yorulmaz, her gün daha çok güçlenir ve toprağına daha iyi sahip olur. Osmanlı İmparatorluğu her şeyden önce sabanın karşısında yenildi. Kılıçla zafer kazananlar er geç yerlerini sabanla zafer kazananlara bırakmak zorunda kalırlar. Ulusal egemenlik, iktisadî egemenlikle birleştirilmelidir yoksa kazanılan askerî ve siyasî başarılardan olumlu sonuçlar elde edilemez.” 

- Mustafa Kemal ATATÜRK (1923 İzmir İktisat Kongresi)

Haber bültenimize abone olun

Haftada en iyi materyalleri içeren bir mektup. Hiçbir şeyi kaçırmamak için abone olun
Takip ettiğiniz için teşekkür ederiz