Deprem sonrası ruh sağlığınız için neler yapabilirsiniz? | Uluslararası Eğitim Platformu Laba
Для отслеживания статуса заказа — авторизируйтесь
Введите код, который был выслан на почту Введите код с SMS, который был выслан на номер
Код действителен в течение 5 минут Код с sms действителен в течение 5 минут
Вы уверены, что хотите выйти?
Сеанс завершен
На главную
Blog

Arama

içerik

Deprem sonrası ruh sağlığınız için neler yapabilirsiniz?

Deprem sonrasında psikolojimizi korumak için deprem anında yaşadıklarınızı konuşmaktan kaçınmayın. Duygularınızı, düşüncelerinizi, üzüntünüzü bastırmayın. Depremle ilgili duygu ve düşüncelerinizi yakınınızdakilerle paylaşın.

12-63ecfc3391a22137673514-min-64520b0caea69425539891.jpg

Depremin sebep olabileceği etkiler, depreme dolaylı veya doğrudan maruz kalmış kişilerin verebileceği tepkiler

Depremler ülkemizi en çok etkileyen doğal afetlerin başında gelir, yıkıcı etkileriyle bireysel ve toplumsal ruh sağlığı sorunlarına da yol açar. Depremin etki büyüklüğü ve süresi, kişinin böyle bir olaya karşı hazırlıklı olup olmadığı, kişilik özellikleri, baş etme yöntemleri, yaşanılan kayıpların kişi için anlamı, daha önceki deneyimleri, ruhsal travma veya psikiyatrik bozukluk öyküsü, sosyal destek gibi değişkenler kişinin travmaya vereceği tepkileri etkiler.

Travmatik olaylar mağdurlarda her zaman olumsuz ruhsal durumlara yol açmayabilir. Travmadan sonra en sık yaşanan ortak tepkiler; travmatik olayı yeniden yaşama, travmayı hatırlatan uyaranlardan kaçınma, biliş ve duygudurum belirtileri, artmış uyarılmışlık belirtileridir.

Depremi hissetmemesine rağmen yalnızca iletişim araçlarından takip eden birçok kişide de travma sonrası stres bozukluğu görülebilir. Dolayısıyla depremin yaşanabilme olasılığı bile psikolojimize zarar verebiliyor.

Depremzedelerde sıkça görülen beli̇rti̇ler ve bu beli̇rti̇leri̇n sebepleri̇

Afet sonrası verdiğiniz tepkiler ‘’anormal duruma verilen normal tepkilerdir.’’ Bu tepkiler, şok ve inkar hali, endişe, korku, panik, suçluluk, utanç, içe kapanma ihtiyacı, bedensel şikayetler (ağrı, bulantı, uyuşukluk vb.), uyku problemleri (uykuya dalmada zorluk veya sürekli uyuma ihtiyacı vb.), aşırı enerji veya yoğun yorgunluk ve halsizlik hissi, çabuk irkilme, depremi hatırlatacak şeylerden kaçınma ihtiyacı gibi tepkilerdir.

Bu tepkiler, yaşadığımız sarsıcı olayla baş edebilme çabalarımızın bir sonucudur. Travmatik olaya doğrudan maruz kalan değil, olaya şahit olan ya da yazılı ve görsel basın aracılığı ile olayı izleyen kişilerin ‘travmatize’ olması da ikincil travmadır. İlk haftalarda, yoğunluğu değişerek sürebilir. Tüm bu şikayetlerin zamanla azalması beklenir.

Sosyal destek almak, yaşananları çevrenizle paylaşmak şikayetlerinizle başa çıkmak için önemlidir. Böyle zamanlar sizi zorlasa da beslenme, uyku, dinlenme gibi ihtiyaçlarınızı düzenli karşılamaya gayret etmeniz, daha önce sizin ya da yakınlarınızın doktor tarafından takip edilen bir sağlık sorunu var ise, örneğin ilaç kullanıyorsanız, ilaçlarınızı ihmal etmemeniz, yaşadığınız zorluklarla baş edebilmek için kontrolsüz ilaç, alkol veya keyif verici madde kullanımından uzak durmanız, aile ve yakınlarınızla bir arada olmaya, güvendiğiniz insanlarla yaşadıklarınızı, duygu ve düşüncelerinizi paylaşmaya gayret etmeniz önemlidir.

Şikayetlerinizin azalmadığını ve gündelik yaşantınızı etkilemeye başladığını, kendinize ya da başka birine zarar verme fikirleriniz oluştuğunu hissederseniz ruh sağlığı çalışanlarından destek alabilirsiniz. Doğal afet yaşayan insanların bir kısmında bu tür belirtilerin görülmesinin nedenleri şunlardır:

Yaşamınızı tehdit eden ciddi bir tehlike ile karşılaşmış olmanız, ölümle burun buruna gelmeniz, yaralanmanız, ölenleri görmeniz, evinizi, eşyalarınızı, komşularınızı ve yakınlarınızı kaybetmeniz, yakınlarınızla haberleşmenizin kesilmesi ve onların desteklerini kaybetmeniz, özellikle biri kurtulduğunda izleyenlerin alkışları ve bağırışları gibi yoğun tepkilerle karşılaşmış olmanız, aşırı yorgunluk, açlık ya da uykusuzluk yaşamış olmanız, tehlike, kayıp, duygusal ve fiziksel baskıya uzun süre maruz kalmanız. Bu belirtiler 1 ay sonunda hala devam ediyor ise psikolojik destek alınması gerekir.

Deprem sırası ve sonrasındaki̇ dönemler

Deprem psikolojisini kabaca 3 döneme ayırmak mümkündür. Birinci dönem, deprem sırasındaki ve hemen sonrasındaki dönemdir ve Şok Dönemi olarak adlandırılır. Birinci dönemde duygusal süreçler, biyolojik tepkileri etkiler. Örneğin korku hissettiğimizde savaş veya kaç tepkilerini veririz. Ya korktuğumuz durumla savaşır ya da o durumdan uzaklaşmak için kaçarız. Kişide ileri derecede duygusal tepkisizlik oluşur (‘’emotional numbness’’).

Kişi ne korku hisseder ne de başka bir duygu... Hayata dair amaçları yok olmuştur. Yakınlarını depremde kaybeden ve duygusal tepkisizlik yaşayan depremzedeler, bu süreçte kaybettiklerine dair hiçbir duygu hissetmezler. Kendilerine yüksek derecede şok hakimdir.

Yaralılara yardım etmez veya kendi yaralarının bile farkında değillerdir. Bu süreçte zaman ve yer kavramı da şaşabilir. Kişi acıktığını bile hissetmez, yemek yemez. Şok tepkisi, depremzedenin bir savunma mekanizmasıdır.

Süreç 1-2 gün arasında değişiklik gösterebilir. İkinci dönem ise, Pasifleşme Dönemi olarak bilinir. Depremzede, yardıma gelenleri dinler, dediklerini yapar. Fakat kendi başına basit işlerini yapmakta bile yetersizdir. Bir yönlendiriciye ihtiyacı vardır. Adeta kendine bir ebeveyn arar. Süreç içinde kendine gelmeye, daha bilinçli davranmaya başlar. Üçüncü yani son dönem Toparlanma Dönemi olarak isimlendirilir. Dönemin ismi her ne kadar rahatlatıcı gelse de süreç pek öyle işlemez.

Kişi, yüksek kaygı halindedir. Uykuları yarım yamalaktır, en ufak seste bile irkilir. Sürekli kabuslar görür. Evde uzun süre duramaz. Süreç ile başa çıkabilen kişilerde bu dönem iki üç gün içinde geçer.

Çocuklara ve yeti̇şki̇nlere nasıl müdahalede bulunabi̇li̇ri̇z?

Deprem sonrasında psikolojimizi korumak için deprem anında yaşadıklarınızı konuşmaktan kaçınmayın. Duygularınızı, düşüncelerinizi, üzüntünüzü bastırmayın. Depremle ilgili duygu ve düşüncelerinizi yakınınızdakilerle paylaşın. Hayatın anlamını düşünün ve gelecek planları yapmaya çalışın. Psikolojik ilk yardım travma sonrası gelişebilecek psikososyal sorunlar için birincil önleme girişimidir. Normal yaşama dönme ve iyileşme süreci, gündelik hayatın kesintiye uğradığı ve ciddi zorlanmaların yaşandığı bir dönemdir.

Depremden etkilenen kişilerin günlük yaşam sorunlarıyla baş etmek için kullandıkları yöntemler, bu dönemde de rahatlamalarına yardımcı olabilir. Birtakım iş ya da uğraşılar bulmak, başkalarına yardımcı olmak, aile ilişkilerini güçlendirmek, yürüyüş veya egzersiz yapmak, doğada bulunmak, sorunlarını düşünüp bunları paylaşmak, kendine olumlu telkinlerde bulunmak gibi basit baş etme yöntemleri işlevsel olabilir.

Önerilen gönderi:

3-63e4de2e82d9d670835619-min-64520b3f197a4912035320.jpg

Kahramanmaraş depreminden etkilenen insanlara nasıl yardım edebiliriz?

Okuyun

Ancak sigara ve alkol kullanmak, yaşadığı ortamdan çıkmamak gibi olumsuz yöntemler de kullanılmakta olabilir. İşlevsel baş etme yöntemleri desteklenmeli, sağlıklı ve işlevsel olmayan yöntemlerin değiştirilmesi için danışmanlık verilmelidir.

Stres belirtilerini azaltmada sağlıklı beslenmenin, düzenli uykunun ve egzersizin olumlu etkileri hakkında bilgilendirme yapılmalıdır. Kaygı ve eşlik eden bedensel belirtiler (çarpıntı, nefes alamama ve göğüste baskı hissi, bulantı, titreme, baş dönmesi vb.) deprem sonrası sık görülebilen artmış uyarılmışlık belirtilerdir.

Kaçınılan davranışlar basamaklar halinde kolaydan zora sıralanır (yanında biriyle kapalı alana girip çıkmak, yanında biriyle kapalı alanda kısa süre kalmak, yanında biriyle kapalı alanda uzun süre kalmak, bu etkinlikleri tek başına yapmak vb.).

Uykuya dalmakta zorlanıldığında kalkıp film izlemek, sigara içmek, yarım kalan işlerle uğraşmak gibi tutumlar kişiyi daha fazla uyararak uyku sorunu arttırabilir. Öncelikle çocukların açlık, uykusuzluk gibi temel ihtiyaçlarını karşılayın ve çocuklara fiziksel olarak güvenli bir ortam sunun. Çocukları duygularını ve sorunlarını paylaşması konusunda yüreklendirerek, bu paylaşımlarına sakin ve tutarlı bir şekilde yaklaşın.

Böyle ani ve beklenmedik olaylarda herkesin benzer şeyler yaşayabileceği ve bunların doğal olduğunu anlatın. 'Merak etme bir şey olmayacak' gibi cümleler yerine aldığınız önlemleri anlatarak olası depremlerde yapması gerekenleri birlikte prova edin.

Haberlerde yer alan depremle ilgili görüntüler ve bilgiler ya da çevresindeki konuşmalar çocukların daha da kaygılı ve güvensiz hissetmesine yol açabilir. Çocukların bu içeriklere maruz kalmalarını mümkün olduğunca önleyin. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaktan ziyade çocuğun yaşına uygun açıklamalar yapın, sorduklarına net cevaplar verin.

Cevabını bilmediğiniz ya da o an doğru şekilde nasıl anlatacağınıza karar veremediğiniz sorulara şu an bu sorunun cevabını bilmiyorum ama ben de merak ettim, araştırıp en kısa sürede sana anlatacağım gibi yanıtlar verin.

Çocuklarla iletişim kuran yetişkin olarak öncelikle kendi duygularınızı fark etmek, sakinleşmek, dengede kalmak önemlidir. Çocuklar sürekli panik halinde ve çaresiz hisseden yetişkinlerden de etkilenir. Bu nedenle kendinize iyi gelecek şeyler yapmak, güvendiğiniz kişilerle içinde bulunduğunuz durumu paylaşmak, konuşmak iyi gelebilir.

Bu dönem, yetişkinler için de zorlayıcı olabilir. İçinde bulunduğunuz durumla baş etmekte zorlandığınızda bir ruh sağlığı profesyonelinden yardım alabilirsiniz. Bir depremzedeye ilk psikolojik yardım, ona karşı empati göstermek olacaktır. Olaylar durulduktan, kişi sakinleştikten ve her şeyi idrak edebildikten sonra rehabilitasyon ve terapi tedavileri için çalışmalara başlayabilirsiniz. Mutlaka bir uzmandan yardım alınmasını öneririz.

Toparlanmak ve kendinize gelmek için zaman tanıyın. Kayıplarınız için yas tutmanız en doğal hakkınızdır. Duygularınızda iniş çıkışlar olması normaldir. Kendinize karşı sabırlı olun. Bu olayı yaşayan herkes, sizin hissettiklerinize benzer şeyler hissetmektedir. Onlarla dayanışma içinde olun, duygularınızı paylaşın.

Alkol ve diğer uyuşturucu maddelerden uzak durun. Bunların yarardan çok zararı olacaktır. Ancak, doktor tarafından verilen ilaçların kullanımı aksatılmamalıdır. Kendinizi yapıcı bazı faaliyetlerle oyalayın. Bu oyalama çabaları, başkalarına yardımcı olmak, şu anda olabildiğince hayatınızı düzene koymaya çalışmak ya da çocuklarınızla daha yakından ilgilenmek biçiminde olabilir. Duygusal olarak yakın gelecekte de neler yaşayabileceğinizi öğrenmeye çalışın.

Bilgi edinin veya sağlık kuruluşlarının deprem için oluşturulmuş özel birimlerine başvurun. Tekrar toparlanmak için sizin açınızdan en önemli olan ihtiyaçlarınızı ve yapılması gereken işlerinizi sıraya koyun ve tek tek ele alın. Deprem bölgesinde değilseniz çaresiz ve suçlu hissediyor olabilirsiniz, onca kayıp ve hasar karşısında hayatınıza devam ediyor olmak, birçok kişinin acı çektiğini bilmek ve tüm bunlardan uzakta olmak depresif hissetmenize neden olabilir. Yoğun bir çaresizlik ve suçluluk hissediyor olabilirsiniz.

Suçluluk, kayıp karşısında verilen ortak bir tepkidir ve diğer insanlara iyi gelmek için uğraşmanın bir parçası olabilir. Kontrol gücünüzü hatırlayın. Bir doğal afetin ne zaman, nerede ve hangi büyüklükte meydana geleceğini kimse kontrol edemez. Elbette hazırlıklı olmak ve afetin yıkıcı etkilerini azaltmak için yapılabilecek şeyler her zaman vardır ancak birey olarak nelerin sizin kontrolünüzde olduğunu kendinize hatırlatın.

Sosyal medyada geçirdiğiniz zamana dikkat edin. Bilgi sahibi olmak ve olan biteni takip etmek istemeniz son derece doğal. Ancak karşılaştığınız görüntüler ve öğrendiğiniz yeni bilgiler gündelik hayattaki işlevselliğinizi kaybetmenize sebep olacak ölçüde ağlamanıza ve üzülmenize sebep oluyorsa sosyal medyada geçirdiğiniz vakti azaltın.

Biraz daha toparlandığınızı hissettiğinizde takip etmeye geri dönebilirsiniz. Duyduğunuz çaresizlik hissini depremzedelerin faydasına olacak şeyler yapmaya yönlendirebilir, uzmanlık alanlarınız doğrultusunda bölgede yardımcı olabilirsiniz. Eğer bölgedeki insanlara yardımcı olabileceğinizi düşündüğünüz yetkinlikleriniz varsa (ilk yardım, organizasyon, aşçılık gibi)  ve şartlarınız el veriyorsa uzmanlarla iletişimde kalarak bölgeye gidebilirsiniz.

Uzaktan neler yapabileceğinizi değerlendirin. Yaşadığınız yerdeki yardım faaliyetlerine katılabilir, güvenilir kaynaklara bağış yapabilirsiniz. Doğruluğundan emin olduğunuz bilgileri sosyal medyada paylaşabilir; faydalı platformların, bilgilerin ve ihtiyaç duyurularının yayılmasını sağlayabilirsiniz.

Bölgedeki insanların barınma ve beslenme gibi ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayacak süreçlerin parçası olabilir, Kızılay’a kan bağışında bulunabilirsiniz. Deprem bölgesindeki tanıdıklarınızın fiziksel olarak yanında olamasanız bile onlarla iletişimde kalmaya çalışabilirsiniz.

Ruh sağlığı çalışanları neler öneri̇yor?

  • Lütfen deprem haberlerinden ve görüntülerinden çocuklarımızı uzak tutalım. Yanlarında yaptığımız konuşmalara dikkat edelim.

  • Deprem gibi travmatik bir olaya doğrudan maruz kalmasa da, yazılı ve görsel basın aracılığı ile olayı izleyen kişilerin de travmatize olması mümkündür. Bu sebeple, haberleri izleme ve takip etme sıklığımızı kontrollü yapalım.
  • Temel ihtiyaçlarımızı ihmal etmeyelim. Bunları yapmak kendimizi suçlu hissettirebilir. Ancak, fayda sağlamak istiyorsak önce biz güçlü durmak için çaba harcamalıyız. Bu sebeple uyumaya, düzenli beslenmeye ve kişisel bakımımızı devam ettirmeye zor olsa da gayret etmeliyiz.
  • Uyumadan önce haber izlemeyi bırakalım. Gün boyu takip ettiğimiz haberleri en azından stres hormonu kortizolün yükselmesini önlemek ve uyku kalitesini artırmak için yatmadan birkaç saat önce izlemeyi bırakalım.
  • İletişimde kalalım. Bizlere bu süreçte en iyi gelen şey, yakınlarımızla ve arkadaşlarımızla iletişim kurmak, derdimizi ve acımızı paylaşmak olacaktır. Bu sebeple mümkün olduğunca iletişimde kalın ve çevrenizden destek almayı unutmayın.
  • Günlük rutinlerimize devam etmek bu dönemde oldukça önemli. Rutinlere bağlı kalmak, hayatın bir şekilde devam ettiğini hissettirecek ve umut aşılayacaktır.
  • Bu süreçte kendinize kayıplarınız için yas tutma ve üzülmeye izin verin, bu sizin en doğal hakkınız ve daha iyi hissetmek için biraz zamana ihtiyacınız olacaktır.
  • Çocuklarımıza böyle bir travmatik durumu çizgi filmler aracılığı ile açıklayabiliriz.
  • Her duygu gibi acı verici bu deneyimin ardından yaşadığınız duyguların şu an size imkansız gibi gelse de bir süre sonra azalacağını, giderek şiddetinin kaybolacağını aklınızda tutun.
  • Kendinizi zaman zaman daha yoğun olumsuz duygular içinde bulabilir ve depresif hissedebilirsiniz. Bu hisler çok normaldir ve böyle durumlarda aşağıdaki yöntemleri kullanarak kendinize yardım edebilirsiniz:
  1. Ayaklarınızı yere sıkıca basma ve zemini hissetmeye çalışma,
  2. Nefesinize odaklanma, yavaşça nefes alıp verme,
  3. İçinde bulunduğunuz anda ne hissettiğinize vücudunuzda ne duyumsadığınıza odaklanma,
  4. Yerden bir taş alıp gözleriniz kapalıyken şekline, dokusuna, ısısına odaklanma,
  5. Bulaşık yıkama, duş alma gibi suya dokunabileceğiniz işler yapma,
  6. Etrafınızda gördüğünüz ya da duyduğunuz stres yaratmayan şeyleri sayma,
  7. Belirli bir harfle başlayan isimleri sayma,
  8. Kas gevşetme egzersizleri yapma,
  9. Gözünüzü kapatıp kendinizi güvenli bir yerde hayal etme (burada ne görüyorsunuz, ne duyuyorsunuz, koku var mı, sesler nasıl tüm duyularla güvenli sahneyi hayal etme),
  10. Psikolojik yardım için gerekli birimlere başvurmak.

Küçük bir hatırlatma; Fiziksel olarak kötü hissedebilir, devamlı uykulu ve halsiz olabilirsiniz. Zaman zaman çarpıntı, mide bulantısı ve baş dönmesi yaşayabilirsiniz. Yaşadıklarınızın normal ve insani olduğunu bilin. Ve bir gün daha iyi hissedeceğinizi unutmayın.

Haber bültenimize abone olun

Haftada en iyi materyalleri içeren bir mektup. Hiçbir şeyi kaçırmamak için abone olun
Takip ettiğiniz için teşekkür ederiz