Для отслеживания статуса заказа — авторизируйтесь
Введите код, который был выслан на почту Введите код с SMS, который был выслан на номер
Код действителен в течение 5 минут Код с sms действителен в течение 5 минут
Вы уверены, что хотите выйти?
Сеанс завершен
На главную
Blog

Arama

Tuğrul Ağırbaş ile Girişimcilik ve Liderlik Üzerine İlham Verici Bir Yolculuk

Kurumsalda uzun yıllar büyük takımlarla çalışmış birinin girişimcilikte karşılaşacağı en büyük zorluk, tüm sorunları tek başınıza çözme zorluğudur.

5-66a94382d4c63044009481.webp

Tuğrul Ağırbaş'ın girişimcilik tutkusuyla şekillenen kariyer yolculuğu üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Anadolu Efes'in global bir marka olma sürecine liderlik eden Tuğrul Ağırbaş, Efes Türkiye Genel Müdürlüğü döneminde markanın topluma katkısını artırmayı hedefleyen, pazar büyütme odaklı stratejileri hayata geçirdi. 30 yılı aşkın süredir Türkiye, Rusya ve CIS ülkelerinde FMCG sektöründe önemli görevler alan Ağırbaş, şimdi kendi girişimleri olan Genwise ve sektörden fark yaratmış isimleri ağırladığı Rahat Battı podcast'i ile kurumsal bir hayattan girişimciliğe geçiş yapan herkese benzersiz bir ilham kaynağı oluyor. 

1. Anadolu Efes'teki bu 31 yıllık deneyiminiz, girişimciliğinize ve liderlik becerilerinize nasıl yansıdı?

Anadolu Efes, üniversite hayatımın ardından başladığım ilk ve son kurumsal işim oldu. Efes yıllarımda özellikle insan ilişkileri konusunda büyük bir tecrübe kazandım. Kariyerimin son 16 yılı genel müdür olarak geçti ve bu süre zarfında 12 yıl boyunca bambaşka bir kültürde, Rusya’da çalıştım. Eğitim hayatım boyunca tüm tatillerde harçlık kazanmak için Kapalıçarşı’da toptancı yanında yaptığım çıraklığın, hem Efes’te hem de girişimcilik deneyimimde çok işe yaradığına inanıyorum.

Liderliğimi besleyen şey ise farklı alanlarda çalışmak, çeşitli kültürlerle ve işlerlerde deneyim kazanmak oldu. Merak etmek, yeni ve bilmediğim işlere cesurca girişimlerde bulunmak, bu süreçte hatalar yapmak ve bu hatalardan öğrenmek bana çok şey kattı. Özellikle Efes’in yurt dışı operasyonlarında genç ve cesur ekiplerle riskler aldık ve başarılar elde ettik. Efes’in en önemli değerlerinden biri girişimcilikti. Biz de her yönettiğimiz işi girişimci kafasıyla ve kendi işimiz sorumluluğuyla yönettik. Hayalim, bir Türk markasının global olma yolculuğunda takımın önemli bir parçası olmaktı. İyi takımlar kurduk, büyük ve heyecan verici hedefler koyduk ve cesur adımlar attık. Güven, en önemli faktörlerin başında geliyor; yönetim bize güvendi, biz kendimize ve ekiplerimize güvendik. “Ben” değil “biz” demeyi, alçakgönüllü ve birleştirici olmanın gücünü keşfettik. İşte bu meraklı, cesur ve işbirlikçi yaklaşımlar, kurumsaldan girişimciliğe taşıdığım en önemli özelliklerim oldu.

2. Kendi deyiminizle 16 yılı “şoförlü ve sekreterli” üst düzey kurumsal bir rolde geçirdikten sonra, kendi podcast'inizi yapmaya ve girişim şirketinizi kurmaya sizi ne teşvik etti?

Yeni ve bilmediğim maceralara girme heyecanıyla kurumsaldan ayrıldım. Son yıllarda kurum içi girişimcilik konularında şirkette büyük adımlar atmıştık. Kurum yapısını girişimci kafasına dönüştürmek için çalışmalara başlamıştık. “Madem ki girişimcilik işlerini sevdim, ben de girişimci olmayı öğrenmeliyim” diyerek yola çıktım. Girişim işinde keyif almaya başlayınca, yaşıtlarımı da girişimci yapmaya cesaretlendirmek için ortağım Zeynep Kurmuş ile birlikte Genwise adında bir girişim kurmaya karar verdik. Amacım, öğrendiklerimi ve tecrübelerimi gençlere ve öğrenmek isteyen yaşıtlarıma aktarmak, yeni ve bilmediğim konuları öğrenmekti. Gençlerle konuştuğum zaman deneyimlerimi paylaşmak için en iyi yöntemin podcast olacağını söylediler. Ben de rahat batanlarla konuştuğum ‘Rahat Battı’ podcast’ine başladım. 

16 yıl genel müdürlük yaptıktan sonra, artık bu işi benden daha gençlerin yapması gerektiğine inandım. Sadece tek bir şirket için değil daha geniş bir kitleye sesimi duyurmak istedim. Ben 37 yaşında genel müdür olmuştum, işi güvendiğim genç arkadaşlara devretmek daha doğru geldi. 

“Sırada ne var?” diye düşündüm ve bu daha heyecanlı geldi.

3. Girişimcilik yolculuğunuza geçişte şimdiye kadar karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi?

Kurumsalda uzun yıllar büyük takımlarla çalışmış birinin girişimcilikte karşılaşacağı en büyük zorluk, tüm sorunları tek başınıza çözme zorluğudur. Ben Rusya’da 8000 kişilik bir ekibi yönetmiştim. Girişimcilikte ise çok küçük ekiplerle çalışmak zorundasınız, en azından başlangıçta. Her konuda uzmanlardan görüş alırken ve işleri ekiplere dağıtırken, bu durum başlarda biraz zorlayıcı oldu. Şirket kurma, vergi numarası alma, vergi ödeme, maaş ödeme gibi çok basit işleri bile öğrenmem gerekiyordu. Çalışmayan kaslarımı çalıştırmayı öğrendim. Başlarda “Ben eşe dosta gidip şu hizmetimiz var, alır mısınız?” diyemem derken, en son mahalle berberinde yan koltukta yeni tanıştığım birine satış yaparken buldum kendimi. Geçmişte işe odaklanmaktan, dışarıda sınırlı bağlar ve ilişkiler geliştirdiğimi fark ettim. Bu açığı kapatmak için arkadaşlarımdan yardım istedim. Şimdi herkese iş dışında ilgi alanları geliştirmelerini, farklı alanlarda farklı dostluklar kurmalarını önermeye başladım. 

4. Diğer yandan, kendi girişimlerinizde gurur duyduğunuz başarılar veya pozitif dönüm noktaları neler oldu?

Genwise girişimimizi iki yıl önce hayata geçirdik ve bu yolculukta doğru bir ortakla yola çıktığımı hep söylüyorum. İlk dönüm noktamız, farklı özelliklere ve deneyimlere sahip iki deneyimli kişinin bir araya gelmesiydi. Bu, ikimiz için de büyük bir şans ve ilham kaynağı oldu. Gerçek bir sorunu çözmek için yola çıktık ve çözmek istediğimiz meseleyi doğru tanımladık. Deneyimlerimizi harmanlayarak iyi bir model oluşturduk. Kurumsal hayattan ayrılmış 45 yaş üstü kişiler için bir girişimcilik kampı düzenledik. 6 hafta boyunca, 30 saatlik programımızda metod, ilham ve toplulukla öğrenme deneyimi sunduk. Her katılımcı, kendi iş fikri ve iş kanvasıyla mezun oldu. Mezunlarımızın işlerini kurup hayata geçirdiğini görmek bizim için en büyük mutluluk. Mezunlarımızla, iletişimimiz ve desteğimiz mezuniyet sonrası da hız kesmeden devam ediyor. Kısa bir sürede birçok insana ulaştık ve insanların yanı sıra kurumların da ilgisini çektik. 

Sadece bireylerle değil, kurumlarla da çalışmaya başladık. Kurumlar için, farklı yaş gruplarının birlikte daha iyi çalışmasını sağlayacak yeni bir ürün geliştirdik. Bu model, kurumların hem farklı yaş gruplarının birlikte iyi çalışmasını hem de yeni iş ve fikirler geliştirmesini sağladı.

Bugüne kadar 7 kamp düzenledik ve 100'den fazla mezun verdik. Katılımcılarımız, hem kurumsalda çalışanlardan, hem kurumsaldan ayrılmışlardan hem de kendi girişimini kurmuş kişilerden oluşuyor. Farklı deneyimlere, farklı ülkelere ve farklı yaşlara sahip bu insanların bilgi paylaşımları ve birlikte çalışmaları büyük bir sinerji yarattı. Berlin, New York, Kosova, Dubai, Alma Ata, Londra, Moskova ve Viyana’dan katılımcılarımız oldu. Çok kültürlü, çok sesli ve çok renkli bir topluluk yaratmayı başardık.

5. Kurumsal liderlikten girişimcilik ve şu anki rollerinize geçişinizde, liderlik tarzınızda nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?

Bana göre liderlik, paydaşlarınızda yarattığınız güvendir. Ekip arkadaşlarınız, hissedarlar, basın, kamuoyu ve sektördeki diğer kurumların yöneticileri size ve kararlarınıza güveniyorsa, doğru yoldasınız demektir. Dünkü ve bugünkü rollerim arasında liderlik tarzımda bir değişiklik olduğunu düşünmüyorum. Eğer bir değişiklik olsaydı, kendimi iyi hissetmezdim. İnsanlar sizi dinliyor, size ve yaptıklarınıza saygı duyuyor ve sizi takip ediyorsa, doğru adımları atıyorsunuz demektir. Bu ilişkinin iki taraflı olması gerekiyor. Siz de ekibinizi dinliyor, kararlara katıyor, ekibinize saygı duyuyor ve onları takdir ediyorsanız, gerçek bir ‘’çete’’ oluyorsunuz demektir. "Ekip" ya da "takım" yerine "çete" kavramını tercih etmemin sebebi, çetenin hedeflediği işi yapana kadar, tek bir amaç için mücadele etme kararlılığıdır. Ben her zaman hızı, cesareti ve tutkusu çok olan kişi ve “çete”lerde olmayı tercih ettim. 

6. Deneyimlerinizden yola çıkarak, kurumsal bir kariyerden girişimciliğe geçmeyi düşünenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Benim kariyer yolculuğum oldukça keyifli ve öğreticiydi. Kurumsal hayatın sunduğu büyük rahatlıklar ve olanaklar var ancak bu olanakları geri çevirip kendi yolunu seçmek gerçekten cesaret isteyen bir karar. Kurumsaldan ayrılıp kendi işinizi kurmak için ideal bir zamanlama olduğunu düşünmüyorum. Bu süreç herkes için farklı gerçekleşebilir. Benim gibi 30 yıl sonra da, kariyerinizin ilk 3-5 yılında da girişimci olma kararını verebilirsiniz. Fakat önce kendinizle ilgili bazı önemli soruları yanıtlamanız gerekiyor. Yeni bir yolculuğa hazır mıyım? Benden ne olur? Neyi değiştirmek istiyorum?

Bu büyük soruları düşünmeye, araştırmaya ve üzerinde çalışmaya başlamanız önemli. Etrafınızda sizi destekleyecek ve cesaretlendirecek insanlara ihtiyaç var. "Zayıf bağlar" olarak adlandırdığımız, yeni tanıştığımız kişilerin bu konuda daha iyi çalıştığını gördüm. Ayrıca, eğitimlerle metod öğrenmek ve aynı düşüncede olan insanlarla bir araya gelmek süreci hızlandırıyor. Kararlı ve cesur adımlar atmak çok önemli. Sabırla, çalışarak, sorarak ve yardım isteyerek sonuç almaya başlamak mümkün.

Haber bültenimize abone olun

Haftada en iyi materyalleri içeren bir mektup. Hiçbir şeyi kaçırmamak için abone olun
Takip ettiğiniz için teşekkür ederiz