Laba Turkey, eğitim dünyasına getirdiği yenilikçi yaklaşımlar ve cesur adımlarıyla üçüncü yılını doldururken, CEO’muz Elif Tuzlakoğlu ile bu serüvenin detaylarına indiğimiz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Doğu Avrupa kökenli bir projenin pandemi gibi zorlu bir dönemde Türkiye'ye adaptasyonunu, kadın bir lider olarak deneyimlerini ve Laba’nın eğitim teknolojilerini ileriye taşımaya yönelik planlarını konuştuk.
Laba aslında global kökenlere sahip. Peki “Laba” ne anlama geliyor?
Laba, laboratuvar kelimesinden türemiş bir isim. Bir şeyleri araştırmak, geliştirmek, o laboratuvar misyonunu bizim eğitim anlayışımızda yansıtıyor çünkü biz de araştırma ve geliştirme yollarıyla eğitimler sunuyoruz.
Laba, Türkiye pazarına girdiğinde aynı zamanda zorlu bir pandemiyi atlatmaya çalışıyorduk. 2015 yılından beri 9 farklı ülkede hizmet veren bu dev platformun Türkiye’ye adaptasyonundan ve CEO’luk sürecinizden bahseder misiniz?
Biz Türkiye marketine 2021 yılının Haziran ayında girdik. Hala bir pandemi atlatmaya çalışıyorduk ancak artık çok sıcak noktası değil, biraz yavaşladığı bir dönemdi. Bu anlamda, gündemin asıl konusu pandemiyken bambaşka bir girişimin ortaya çıkmış olması, birçok alanda ekonomik anlamda sektör küçülmeleri yaşanırken bizim yepyeni bir projeyi Türkiye’ye getirmiş olmamız oldukça cesur bir adımdı. Öte yandan, pandemiyle birlikte biz Türk insanının çok önem verdiği yüz yüze iletişim, o Akdeniz ruhu biraz değişti. Dünyada halihazırda var olan online düzenin Türkiye’ye de uyarlanabileceğine dair algı ve inanç gelişti. Online platformlara zaruret kaynaklı bir geçiş olmasına rağmen, bunun aslında hem zaman anlamında hem de birçok açıdan bizim için ne kadar avantajlı olduğu görülmüş oldu.
Türkiye’ye adaptasyon ve CEO’luk sürecime gelince, bunun kolay bir yolculuk olmadığını söyleyebilirim. Elimde bir proje vardı ve bu projeyi Türkiye’ye uyarlamam, ekibimi kurmam ve kar etmem gerekiyordu. Zor bir süreçti ama bir o kadar da keyifli ve öğreticiydi benim için. Mücadeleyi seven, her zaman kendini ve yaptığı işi de geliştirmeyi kendine misyon edinmiş bir insan olarak, bu çerçevede böyle bir projenin bana gelmesi, bu alanda çalışmaya başlamak özellikle manevi tatminimi çok geliştirdi çünkü projeniz bebeğiniz gibi oluyor ve doğal olarak bebeğinize çok özen gösteriyorsunuz. Ben de o özenle CEO’luk görevimi yerine getirmeye çalışıyorum.
Laba, esasi olarak Doğu Avrupa kökenli ve Doğu Avrupalı olmayan bir takım dinamiklere sahip Türkiye’ye uyarlanması kolay bir proje olmadı, ancak dediğim gibi bu süreç bir o kadar da keyif vericiydi. Ben şu an Türkiye’de birçok firmaya ve girişimciye rol model olduğumuzu görüyorum. Bu da bizim için apayrı bir gurur. Onun haricinde, tabii bazı ekonomik zorluklarla da karşılaştık. Biz başladığımızda daha stabil bir ekonomik durumdaydık ancak başlangıcımızdan üç ay sonra ekonomik krizle karşı karşıya kaldık. Buna rağmen ayakta kalıp işimizi geliştirmiş olmamız çok kıymetli.
Laba Turkey, üç yıllık serüveninde Türkiye'deki eğitim sektörüne ne gibi katkılarda bulundu?
Eğitim sektöründe çığır açtığımıza inanıyorum çünkü bambaşka bir model sunduk ve denenmemiş modelleri deniyoruz. Örneğin, teorik odaklı eğitimden ziyade, pratik odaklı eğitimler veriyoruz. Belki akademik geçmişi olmayan ancak sektörde profesyonel bir şekilde faaliyet gösteren profesyonellerle iş birliği yaparak, onların deneyimlerini teorik bilgiyle harmanlayacak şekilde hareket etmelerini sağlıyoruz. Bu anlamda biz, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. Şimdi bu alanda faaliyet gösteren başka yapılar da ortaya çıktı ve yaklaşımımız Türkiye’de benimsenmeye başladı. Bu modeli Türkiye’ye getiren firma olarak bununla gurur duyuyorum.
Laba'nın eğitim alanında sunduğu en önemli farklılıklar ve bu farklılıkların katılımcılarınıza sağladığı avantajlar nelerdir?
Eğitim sektörünü büyüttüğümüze ve yeni bir vizyon kazandırdığımıza inanıyorum. Gerek pazarlama veya satış modelimiz, gerek eğitmen seçimi sürecimiz ve müfredat hazırlama yöntemlerimiz, müfredatların gerçekleştirilmesi, akreditasyonları sağlanmış eğitimleri sağlıyor olmamız bizi özel kılıyor. Ayrıca, eğitimler boyunca ödev sistemini benimsememiz ve bu ödevler neticesinde bir puanlama sistemi olması, puanlama içerisinde uluslararası geçerliliği olan sertifikasyon programlarımızın olması ve günün sonunda katılımcılarımızın deneyim sahibi profesyonellerden aldıkları bilgileriyle kendilerini geliştirmelerine öncü olmanın son derece büyük katkılar olduğunu düşünüyorum.
Eğitim teknolojileri alanında kadın lider olarak karşılaştığınız zorluklar ve bu zorlukların üstesinden gelme yöntemleriniz nelerdir?
Kadın konusu, son derece evrensel bir mesele. Ne yazık ki, geçmişten günümüze, hem özel yaşamda hem de iş dünyasında eril gücün baskısını görüyoruz. Antik Yunan dönemini düşünelim. Demokrasi kavramı burada ilk kez ortaya çıkmıştır. "Demokrasi" terimi, halkın gücünü ifade etmek için kullanılmış ve günümüzde evrensel bir değer haline gelmiştir. Ancak bu demokrasi anlayışının kökeninde, aslında erkeklerin egemenliği bulunmaktadır. Kamusal alanın tarihine baktığımızda, "polites" olarak adlandırılan politika alanı ile "oikos" yani ev alanı arasında bir ayrım yapılmıştır. Ev alanı, genellikle kadınların hakimiyeti altındayken, politika alanı erkeklerin kontrolünde olmuştur. Bu ayrım, filozofların katkılarıyla kamusal alan kavramına evrilmiştir. Kamusal alanın cinsiyet dinamikleri etrafında şekillenmesi, demokrasinin cinsiyeti ve gelişimi açısından önemli bir rol oynamış ve iş hayatında kadınların karşılaştığı zorluklar da bu süreçte belirginleşmiştir.
Böyle bakınca, kadınların geçmişten bu yana gelen zorluklar çerçevesinde ilgilenilmesi gereken sorunları var. O yüzden her alanda bir mücadele vermemiz gerekiyor. Bu mücadeleyi iş hayatında da veriyoruz. Ancak, bu mücadeleyi vermek zorunda kalmak bir takım kaslarımızı da güçlendiriyor ve refleksler ediniyoruz. Biz savaşçı eğitiliyoruz. Bu anlamda, pozitif ayrımcı politikaların önemi çok kıymetli. Aynı zamanda da liderlik yolculuklarında kadınlara olabildiğince önem ve destek vermek gerekiyor. Şirketimizdeki kadın çalışanlarımız çoğunluğu oluşturuyor ve birçoğu liderlik rolünde. Bu benim için çok kıymetli ve destek olduğum bir konu. Kadınlar için Liderlik eğitimleri düzenliyoruz. Eğitimlerimizde de yepyeni, pırlanta gibi kadın liderler yetiştirmeyi, onların kariyer hedeflerinde onlara destek olmayı amaçlıyoruz.
Temaya göre kurslar:
Geçtiğimiz günlerde Laba yeni eğitim platformunu Türkiye’de de tanıttı. Eğitimi her geçen gün daha verimli kılmaya çalışan bir şirket olarak gelecek için ne gibi yenilikçi yaklaşımlar benimsiyorsunuz?
Eğitime erişimi kolaylaştırma ve eğitim sürecini optimize etme misyonumuz doğrultusunda, en son geliştirdiğimiz Laba LMS’i kullanıma sunduk. Yeni sistemimizle birlikte, katılımcılarımız zaman ve mekandan bağımsız olarak hem bilgisayarlarından hem de telefonlarından tüm kurs materyallerine, derslere ve ödevlere Laba’nın kullanıcı dostu platformu üzerinden erişebiliyor. Ayrıca, etkileşimli öğrenme araçlarımız sayesinde grup ödevlerini destekleyerek iş birliğine dayalı öğrenmeyi teşvik ediyoruz.
İçinde bulunduğumuz dijital dönüşüm çağında kritik bir önem arz eden siber güvenliği de ön planda tutuyoruz. LMS, tamamen bağımsız bir platform olduğundan tüm kurs ve katılımcı verilerinin korunmasını sağlıyor. Aynı zamanda, veri odaklı yaklaşımımızla kurslarımızın etkinliğini her geçen gün daha da artırıyoruz. Bu anlamda, LMS’in sunduğu yenilikçi özelliklerin kurumsal eğitimi farklı bir boyuta taşıyacağına inanıyor, üzerinde çalıştığımız proje ve modellerle bu gelişimi hız kesmeden desteklemeyi hedefliyoruz.
