Günümüzün görsel odaklı dünyasında logolar, markaları tanımlama ve ayırt etme noktasında kritik bir rol oynar. Nike’ın Yunan mitolojisinden esinlenen “The Swoosh” işaretinden Doritos yeşiline, Google’ın minimal fakat rengarenk G’sinden Apple’ın meşhur ısırılmış elmasına kadar tüm bu semboller, tüketici algılarını şekillendirmede ve marka kimliğinin oluşumunda büyük bir güce sahiptir.
Öte yandan markalar, toplumun estetik algısındaki değişimler, sosyolojik ve teknolojik gelişmelerle birlikte, zamanın ruhuna uyum sağlamak adına logolarında değişiklikler yaparak bir nevi yeniden doğabilir. Ancak bu, her zaman beklenen sonuçlar üretmez. Peki logoları bu kadar önemli kılan nedir ve markaların logo değişimleri nasıl etkilere yol açar?
Logonun Marka Kimliği Üzerindeki Etkisi
New York’un sembollerinden biri haline gelmiş meşhur "I Love New York" logosunun ünlü tasarımcısı Milton Glaser’ın deyişiyle “Logo, markaya açılan bir kapıdır.” Logolar, ambalajdan promosyon malzemelerine, reklamlardan üniformalara kadar çok çeşitli doğrudan ve dolaylı iletişim araçlarının öne çıkan bir parçasıdır.
Günümüzde her markanın sahip olduğu kendine has imajı; logo, renk ve yazı karakteri gibi görsel kimliği oluşturan öğelerin yanı sıra kurumsal davranış, kurum felsefesi ve kurumsal iletişim gibi öğeleri de içerir. Bu anlamda logo, görsel kimliğin en dikkat çekici öğesidir ve üzerinde yapılacak herhangi bir değişiklik marka imajını da etkiler.
Logolar; bir markanın görsel temsilidir; markanın yüzü olarak hizmet eder ve onu görünür kılarlar. Modern çağda rekabetin artışı ve sosyal medyanın yadsınamaz güçlü etkisiyle daha dokunabilir hale gelen ve “birey” olarak algılanan markaların yarattığı imaj, markanın başarısını doğrudan etkileyebilir. Örneğin, markanın logosu, potansiyel tüketiciler üzerinde etkileyici bir ilk izlenim yaratabilir. Ayrıca, yapılan araştırmalar, marka logosunun diğer iletişim biçimlerine kıyasla algıyı daha hızlı tetiklediğini, hafızada daha kalıcı olduğunu ve geçmiş deneyimlere yönelik çağrışımlar uyandırabileceğini göstermiştir. İyi tasarlanmış bir logo, insanlar üzerinde olumlu duyguları tetikleyerek marka güveni ve sadakati oluşturmada önayak olur.
Markalar Logolarını Neden Değiştirirler?
Markaların logolarını değiştirmesi birçok sebepten kaynaklanabilir. Markalar, zaman içinde değişen estetik algısı, trendler veya markanın kendi vizyonundaki gelişmelere bağlı olarak logo değişimine başvurabilir. Girişimcilik kültürünün yükseldiği ve rekabetin kızıştığı günümüz iş dünyasında bu değişim, aynı zamanda markaların rakiplerinden farklılaşmasına veya küresel pazarda çeşitli kültürlere kendini tanıtmasına olanak tanır.
Yeni bir logo, daha çağdaş bir imaj oluşturabilir, farklı bir tüketici grubuna hitap edebilir veya markanın neyi temsil ettiğini daha iyi ifade edebilir. Logoların etkisine ilişkin araştırmalar, farklı ülkelerin görsel ve yazı kombinasyonlara karşılaştırılabilir anlamlar yüklediğini, renklerin çağrışımlarının ise kültürel olarak daha spesifik olabileceğini göstermiştir. Örneğin, Çin ve Singapur'daki tüketiciler doğal ve uyumlu logo tasarımlarına olumlu bakarken, Batı kültürlerinde daha soyut ve asimetrik nitelikteki logolar tercih edilmektedir. Dolayısıyla, çoğu marka değişen zamana ayak uydurmak ve müşteri bağlılığını sürdürmek adına belirli aralıklarla logosunda küçük veya köklü değişiklikler yapmaktadır. Öyle ki UPS, 2003 yılında yeni logosunu tanıtmak için 20 milyon dolar harcarken Xerox, logosunu güncellemek için milyonlarca dolar yatırım yapmıştır.
Logolarında Değişime Giden Markalar ve Bu Değişimin Marka Kimliğine Etkileri
Apple
Apple’ın günümüzdeki ısırılmış elma logosunu nerede görsek tanımak mümkün. Ancak, markanın ilk logosu Isaac Newton’un bir elma ağacının altında oturduğu bir görselden oluşuyordu. İçlerinde Steve Jobs’un da bulunduğu yaratıcı ekip marka için, tıpkı markanın ürün tasarımlarında olduğu gibi daha sade ve zarif bir logo tasarlayarak şirketin vizyonunu daha iyi temsil eden bir imaj yarattı. Yeni logo tasarımıyla Apple, hem daha tanınır, hem de ürünleri ve işlevleriyle daha uyumlu bir marka kimliği çizmeyi başardı.
Dunkin’ Donuts
Dunkin’ Donuts, 2019 yılının Ocak ayında marka kimliğindeki değişimi ve modernleşme çabasını yansıtmak için logosunu “Dunkin’” olarak değiştirdi. Şirket bu sayede, sadece donut satan bir marka kimliğinden uzaklaşıp, kahve ve diğer içeceklerin ön planda olduğu bir imaj çizerek global pazarda daha geniş bir kitleye ulaşmayı hedeflediğini belirtti. Yeni logo, müşterilerin marka ismini halihazırda “Dunkin’” olarak kısaltmasına da atıfta bulunarak markayla olan samimi ilişkiyi vurgulamayı başardı.
Ülker
Geçtiğimiz yıllarda gıda sektöründe Dunkin’ gibi birçok marka logo değişikliğine gitti. Bu markaların biri de Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden Ülker. Ülker’in ilk logosu, o tanıdık kırmızısından uzak, mavi ve beyaz renklerden oluşan basit bir tasarıma sahipti. Ancak, tüketici beklentilerine ve pazar trendlerine uyum sağlamak için şirket zamanla logosunu yeniledi. Ülker, logo ve ambalaj tasarımında büyük bir değişiklik yaparak modern ve çağdaş bir görünüme geçti. Yeni logo, daha keskin hatlara ve modern bir yazı tipine sahipti, aynı zamanda markanın ürün çeşitliliğini ve küresel marka olma hedefini yansıtıyordu. 2017'de ise, var olan logosunu daha yumuşak hatlara ve modern bir görünüme sahip bir tasarımla güncelleyerek, dönemin sadeleşme trendine uyum sağlamayı başardı.
GAP
Marka imajını modernleştirme amacıyla logo değişikliğine başvurmak her zaman istenen sonucu vermeyebilir. GAP’in 2010 yılında denediği logo değişimi bunun en iyi örneklerinden. 2010 yılının Ekim ayında GAP, mavi bir kutu ve küçük harflerle “gap” yazan minimalist bir logo tanıttı. Bu akıllara kazınan logosundan oldukça uzak bir çizgide ve müşterilerin bağlantı kuramadığı bir değişimdi.
Hem müşteriler hem de profesyoneller tarafından genelgeçer ve markanın özgün kimliğinden yoksun kaldığı belirtilen logo, yalnızca bir hafta içinde orijinal logoya döndürüldü. Şirket hatasını kabul ederek, müşterilerini dinlemeye ve marka kimliğinin bütünlüğünü korumaya kararlı olduklarını ifade etti. Ancak logo değişikliği şirkete milyonlarca dolara mal oldu.
Logolar, markaların kalbinde yer alan ve görsel kimliğin temelini oluşturan güçlü sembollerdir. Zamanla gelişen estetik algısı, trendler ve markanın vizyonu, logo değişimini gerekli kılabilir. Verdiğimiz örnekler dışında Coca Cola, Nestlé, Burger King, Audi ve sayısız birçok marka son yıllarda logolarını güncelleyerek toplumun yeniliklerine adapte olmuş ve değişen nesillere hitap etmeyi başarmıştır.
Ancak her logo değişimi başarıya ulaşmaz. GAP örneğinde olduğu gibi, markanın kimliğinden kopuk ve müşterilerle bağ kuramayan logolar, olumsuz bir tepkiyle karşılanabilir. Bu nedenle, markalar logo değişimine karar vermeden önce, hedef kitlelerini ve marka kimliğini titizlikle analiz etmeli ve bu değerlere uygun tasarımlar tercih etmelidir. Logoların marka kimliğindeki etkileri ilginizi çektiyse, Laba’nın pazarlama kurslarına göz atarak marka imajı ve marka kişiliğini öğrenebileceğiniz pazarlama iletişimi yöntemleri hakkında daha derinlemesine bilgi edinebilirsiniz!
Haber bültenimize abone olun
