Для отслеживания статуса заказа — авторизируйтесь
Введите код, который был выслан на почту Введите код с SMS, который был выслан на номер
Код действителен в течение 5 минут Код с sms действителен в течение 5 минут
Вы уверены, что хотите выйти?
Сеанс завершен
На главную
Blog

Arama

Sevilcan Yaslan ile Liderlik ve Koçluk Alanında İlham Verici Bir Yolculuk

Sevilcan Yaslan’ın liderlik ve koçluk dünyasına adım atmasıyla çiçeklenen tutku dolu kariyeri üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

preview-1-66c5a7ec10497118980719.webp

Hakiki liderlik, tüm kibirden, egodan arınmış ve içindeki güce güvenerek vizyon oluşturmaya, yol çizmeye ve başkalarının da güçlenmesini sağlamaya gönüllü olmaktır.

Sevilcan Yaslan ile gerçekleştirdiğimiz keyifli röportajımızda, kendisinin kariyer yolculuğunu ve koçluk ile danışmanlık alanındaki deneyimlerini derinlemesine inceledik. İstanbul Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi gibi prestijli okullardan mezun olan Yaslan, profesyonel yaşamına Koç Holding ve Toyota Türkiye gibi büyük şirketlerde başlamış, yönetim ve liderlik alanında önemli görevler üstlenmiştir. Kurumsal kariyerinde edindiği tecrübeleri ve koçluk alanındaki birikimlerini kendi işinde başarıyla birleştiren Yaslan, 2020 yılından bu yana bağımsız olarak danışmanlık ve koçluk hizmetleri sunmaktadır. Sevilcan Yaslan’ın ilham verici kariyer öyküsü ve liderliğe dair görüşleriyle sizleri baş başa bırakıyoruz. 

1. Kariyerinizde sizi koçluk ve danışmanlık alanına yönelten temel motivasyonlar nelerdi ve bu geçiş sürecinde hangi faktörler etkili oldu?

Kurumsal hayatta ve özel hayatımda her daim insan odaklı bir kişi olmuşumdur. Hayalim her zaman uluslararası bir şirkette yönetici olmaktı. Bu hayalim de gerçek oldu ama lider rolüne geldiğimde, ekibimi onların gücünü ortaya çıkaracak şekilde yönetemediğimi fark ettim. Gelişmek adına araştırmalara başladım ve koçlukla tanıştım. Hem liderliğimi hem de dünyaya bakış açımı çok değiştiren bir yolculuk oldu benim için. Önce kurum içi koçluk yaptım, çok sevdim. Ayrıca gençlerle de aram hep iyi olmuştur; onlara yol göstermeyi, akıl hocalığı yapmayı çok sevmişimdir. Ve bir gün dedim ki, ‘’Ben niye sadece bu en sevdiğim işleri yapmıyorum?’’ Kafamda planlama evresinden sonra 2020 yılında girişimciliğe adım attım ve şimdi bir koç, danışman ve mentör olarak insanların hayatlarına dokunuyorum.

2. Liderlik konusunda verdiğiniz danışmanlık hizmetlerinde nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?

Kişinin öncelikle kendisini her yönü ile tanımasını sağlayarak yola çıkıyoruz. Elbette bu, basit bir “güçlü ve gelişime açık yönlerin bulunması çalışması” değildir. Temeli nörobilimsel çalışmalara dayanan koçluk araçlarını kullanarak, kişiye güçlü sorular sorarak, karakterinin getirdiği hangi potansiyelleri kullandığını, kullanmadığını ya da baskı ve stres altında nasıl hareket ettiği gibi konuları keşfediyoruz. Öncesinde konuşulmuş hedefler ve bu çalışmalar sonrasında çıkan ihtiyaçlar ile zaten kişiye özel tüm program ortaya çıkmış oluyor. İş hayatında yoğunlukla sol beyin ağırlıklı ilerliyoruz. O yüzden kullandığım metotlar da Erickson koçluk ekolünün sunduğu çözüm odaklı koçluk metotları, yönetici koçluğu araçları, karakter analizleri ve mentörlük metotlarıdır. Ayrıca, liderliğe dair bilgi ihtiyacı olduğunda da ekip yönetimi, delegasyon, çatışma yönetimi gibi genellikle yurtdışı, özellikle Amerika kaynaklı müfredatlardan yararlanıyorum.

3. Kadın liderlerin iş dünyasındaki zorluklar ve eşitsizliklerle başa çıkabilmesi için ne gibi stratejiler önerirsiniz?

Öncelikle böyle bir sorunla karşılaşabileceklerini kabul etmekle başlamak gerekir çünkü iş hayatının ilk yıllarında başarı odaklı, hırslı, akıllı ve zeki pek çok kadın naif davranarak böyle bir gerçeğin varlığını çok kabul etmez. Varsa bile kendilerinin bunu bertaraf edebileceğini düşünürler. Bu bariyeri aşamadıkça, zaman da ilerledikçe kendilerini suçlamaya ve yetersiz hissetmeye başlarlar. Maalesef bu, çok yıpratıcı bir süreç. Halbuki çok az sektör veya şirkette tam eşitlik söz konusudur. O yüzden, öncelikle böyle bir gerçeğin olabileceğini kabul etmek, bu gerçeği gözlemlemek ve onun farkına varmak önemli. Sonrasında zaten kadın liderlerimiz, sezgileri, yetenekleri ve yetkinlikleri ile bu durumu da yönetebileceklerdir; bazen çitlerin çevresinden dolanarak, bazen direkt yürüyerek istedikleri bahçeye gireceklerdir. 

Burada, benim kadın liderlere önerim, erkekler ligine düşmüş olsalar bile erkek gibi olmak, onlar gibi davranmak yerine orada kadın hassasiyeti ve gücüyle yer almalarıdır. Nedir bunlar? Kapsayıcı ve birleştirici olmak, yaratıcılıklarını iş hayatına kanalize etmek, esnek ve akışkan olmak ve algılarını açık tutmaktır. Dikkatli olmaları gereken önemli bir nokta ise alma-verme dengelerini korumaları ve özel hayatları için muhakkak lojistik destek almalarıdır. Her yere yetme ve yetişme çabası kadın liderlerde sıkça rastladığımız bir davranıştır. Bunun tükenmişlik sendromuna kadar gitmesini istemeyiz.

4. Koçluk sürecinde en sık karşılaştığınız zorluklar neler ve bu zorlukların üstesinden nasıl geliyorsunuz?

Aslında bu konu kişiden kişiye çok değişen bir durum. Ancak yine de genel bir cevap vermem gerekirse; zaten farkındalığı yüksek, kendisi ile ilgili çok düşünmüş, çalışmış ve daha da çalışmak isteyen kişiler koçluk ve mentörlük çalışmalarına başvuruyor. İlk zemin sağlam oluyor yani. Yine de değişimi günlük hayata alırken pek çok kişi zorlanıyor çünkü alışkanlıklar, hızlı akan hayat, rutinler, çevrenin değişimi desteklememesi, beynimizin bizi olduğumuz yerden çıkarmak istememesi gibi pek çok etken kişileri zorluyor. Benim çözümüm, kişileri sürüngen beyinden görsel beyine çıkaran araçlar ile çalışmak. Böylece kişi, ‘’O mu, bu mu?’’ gibi kısır alternatif veya döngülerden pek çok olasılığı gördüğü dünyaya geçiyor. Böylece, aksiyonlar da çok hızlı devreye giriyor ve değişim daha kolay oluyor.

5. Profesyonel hayatlarında yöneticilik pozisyonlarına adım atmak isteyen kişilerin liderlik yeteneklerini geliştirmeleri adına neler yapmalarını önerirsiniz?

Kesinlikle kendilerine, insan davranışlarına ve iş yerindeki yazılı olmayan kuralları öğrenmeye yatırım yapmalarını tavsiye ederim.

6. Koçluk ve danışmanlık süreçlerinde teknoloji ve dijital araçları nasıl kullanıyorsunuz?

Halihazırda kullandığım teknoloji, görüşmelerimin online olması ve bazı çalışma metotlarımın dijital platformda olmasıdır. Online görüşme seçeneği tüm Türkiye genelinden ve yurt dışından pek çok danışanımın olmasını sağladı. Ben aynı zamanda içerik üreticisiyim. LinkedIn’de 16.000’in üstünde takipçiye sahibim. Yapay zeka ile tanıştım ve çalışmalarımda nasıl yararlanabilirim diye baktım ancak, gerek içerik üretimi, gerekse de görsellik açısından henüz gerçek insan deneyimini yaşatamadığını gördüm. Yine de çok hızlı ilerleyen bir teknolojiden bahsediyoruz; sürekli izlemeye devam diyorum.

7. Gelecekte liderlik alanında hangi trendlerin öne çıkacağını öngörüyorsunuz?


Geleceğin trendi hakiki liderlik olacak. Yani kendisi ile çalışarak bilincini yükseltmiş, liderlik kalıpları ile değil, kendi içindeki özellikler ile sisteme, bireylere hizmet eden kişiler lider olarak benimsenecek. Hatta yapay zekanın gelişi ile bu trend başladı bile diyebiliriz. Yapay zeka ile zaten pek çok iş ve bilgi herkes tarafından ulaşılabilir durumda ve ileride herkesin standardı olacak. O yüzden tam da duyulmak istenenleri, yapay zekanın oluşturduğu şık ve düzgün ifadelerle söyleyenler değil; her çeşit bilgiyi veya durumu kendi insani dokunuşu, özgünlüğü ve orijinalliği ile değerlendirip fark yaratan kişiler kazanacak. Orası da hakiki liderlik mertebesidir. Hakiki liderlik, tüm kibirden, egodan arınmış ve içindeki güce güvenerek vizyon oluşturmaya, yol çizmeye ve başkalarının da güçlenmesini sağlamaya gönüllü olmaktır.

Haber bültenimize abone olun

Haftada en iyi materyalleri içeren bir mektup. Hiçbir şeyi kaçırmamak için abone olun
Takip ettiğiniz için teşekkür ederiz
Konuya göre kurslar:
«Etkin Yöneticilik ve Liderlik»
İşletme ve Yönetim
Eğitmen Beril Atakul
16 Ekim 20 Kasım
Beril Atakul